Salı, Eylül 04, 2007

kafamın içinde bir böcek dolaşıyor. ken...



kafamın içinde bir böcek dolaşıyor.sağ lobdan sol loba gezinip uzun süredir kullanmadığım komuta merkezlerının tozunu alıyor gibi.tuhaf duygulanım kodları aynı anda harekete geçince,uyku muyku hak getire tabi...fıldır fıldır gözlerle böceğin,kafamın içindeki seyahatini takip etmekle geçti gece..

üşüdüm.uzun zamandır üşümek istediğimi farkettim.üstümü örttüm.herşeyin üstünü örtmek her zaman iyi midir bilmiyorum ama,dün gece çok iyi geldi bana.affettim!

-Bir ablan olduğunu hatırladın demek!
-Evet hatırladım,hadi şefkat depomu fulle...İbre sıfıra vurmakta.
Kirli bir gömlek yakası,bol köpüklü sularda;narin eller tarafından çitilendi.Yeniden kirlenmeye hazır artık.


Uykum bir sineğin kanadında odanın içinde vızıldayarak dolanırken, Gorki'nin çocukluğu dedesinden dayak yemekle meşguldü.Kaçıncı okuyuşum bilmiyorum.Ama her seferinde ilk kez okuyormuşum hissine kapılıyorum hep.

Fatma Girik'in gençliğini umarken
(bkz: menekşe gözler),Safiye Ayla'nın gençliği öptü beni dün gece.Dedim ya tuhaf duygulanım kodları.

Çileeeeeaaaa!!!

Pörtlemiş gözlerle bir grup arkeoloğu Bergama'ya yolculadık.(bkz: allianoi)

sonra zafer yürüyüşü için gittikleri Afyon'dan dönen bir grubu karşıladık.

Bulutlu bir gün.Hala üşüyorum ve kafamdaki böcek, bilmemkaçıncı turuna devam ediyor..

Alllaaahhh!! diyoruz hep beraber..

yağmura hazırlanan bir 31 ağustos gününü dosyalayıp kişisel tarihimin tozlu raflarına göndermek üzereyken, durumlar bu minval üzeredir.

Arz ederim!


-koBALt-

Hiç yorum yok: