Perşembe, Mayıs 26, 2011

kelimelerim bitti...


NEFRET DEĞİL YAŞADIĞIM, ÖFKE VE HAYAL KIRIKLIĞINDAN ARTA KALANLARIN ETKİSİNDE ŞİZOFRENİK BİR DEPRESYONDAYIM.

Salı, Şubat 12, 2008

çiçeğim



Bana diyorlar ki; dağdaki çiçekler icin ayaklarının altındaki papatyaları eziyorsun...

Ben papatya sevmem ki çiçeğim
Dağ çiceklerini severim...
El değmemis göz görmemiş
Yollarına çıkmaya,cefasını çekmeye cesaret edilmemiş.
içimde bir umut bir heves
ayaklarım çamurlu ilerliyorum yollarında
bir son var evet,elbet ;
hesapta olan ya da olmayanlarla
sonunda bir husran ya da bir vuslat...
uğruna elimden geleni yapacağım ...
ben böyle doğmuşum.
inandıklarım uğruna her şeyimi ortaya koyarak,kendimi paralayarak
umudum ve umutsuzluklarımla...
Seni böyle sevdim,böyle seveceğim
ve böyle yaşıyorum,böyle olecegim... :(((((((

Cuma, Eylül 28, 2007

yazsam&çizsem



hayat,kabılıyetı olan ınsanları bıraz da sair ediyor

şairlik de kelimeleri yoğun ve büyülü bir muhafazayla yansıtmak gibi....bunu şairler sanata olan fıtri yakınlıgından;dolayısıyla içindeki yaratıcılık yüzünden yapıyor....

yazılar iki boyutlu ve kurallı.......Resim alemi ise başka;orada kalıplar kurallar yoktur.çizgiler,renkler,gölgeler sonsuz boyutlu ve kuralsız.hmmm yeteneğim olsaydı resim yapardım ( aslında var ) ve eğer yapsaydım,resimlere kendim bile bakamazdım belki de.eğer her hissimi kağıda resimle yansıtsaydım kendimden ve sonra dunyadan korkardım;gördüklerimin;içimdeki karanlıgın ve yokolusun bir tarifini yapamasam da benzetmelere dayalı bir dışa vurum bir simgecilik beni benden alırdı ve kim bilir belki de kafayı yerdim
kafayı yemesem de normal olan degerlerle çatışırdım ve beni elemine ederdi yaşamdan,.bu da yine başta dedigim gibi ya delilik ya da gudumlu bir yok oluş olurdu ...

Salı, Eylül 04, 2007

kafamın içinde bir böcek dolaşıyor. ken...



kafamın içinde bir böcek dolaşıyor.sağ lobdan sol loba gezinip uzun süredir kullanmadığım komuta merkezlerının tozunu alıyor gibi.tuhaf duygulanım kodları aynı anda harekete geçince,uyku muyku hak getire tabi...fıldır fıldır gözlerle böceğin,kafamın içindeki seyahatini takip etmekle geçti gece..

üşüdüm.uzun zamandır üşümek istediğimi farkettim.üstümü örttüm.herşeyin üstünü örtmek her zaman iyi midir bilmiyorum ama,dün gece çok iyi geldi bana.affettim!

-Bir ablan olduğunu hatırladın demek!
-Evet hatırladım,hadi şefkat depomu fulle...İbre sıfıra vurmakta.
Kirli bir gömlek yakası,bol köpüklü sularda;narin eller tarafından çitilendi.Yeniden kirlenmeye hazır artık.


Uykum bir sineğin kanadında odanın içinde vızıldayarak dolanırken, Gorki'nin çocukluğu dedesinden dayak yemekle meşguldü.Kaçıncı okuyuşum bilmiyorum.Ama her seferinde ilk kez okuyormuşum hissine kapılıyorum hep.

Fatma Girik'in gençliğini umarken
(bkz: menekşe gözler),Safiye Ayla'nın gençliği öptü beni dün gece.Dedim ya tuhaf duygulanım kodları.

Çileeeeeaaaa!!!

Pörtlemiş gözlerle bir grup arkeoloğu Bergama'ya yolculadık.(bkz: allianoi)

sonra zafer yürüyüşü için gittikleri Afyon'dan dönen bir grubu karşıladık.

Bulutlu bir gün.Hala üşüyorum ve kafamdaki böcek, bilmemkaçıncı turuna devam ediyor..

Alllaaahhh!! diyoruz hep beraber..

yağmura hazırlanan bir 31 ağustos gününü dosyalayıp kişisel tarihimin tozlu raflarına göndermek üzereyken, durumlar bu minval üzeredir.

Arz ederim!


-koBALt-

Cuma, Ağustos 24, 2007

bir SÖZ



tadında bırak düşleri
sagırsa bırak öyle kalsın
duyuyorsa yaşa
sagırlıgın inadına

-HIM3399-

Cuma, Ağustos 17, 2007

Sırlar Dünyası'nı seyrederken den.....



Sırlar Dünyası'nı seyrederken uyuyakalmışım.Neden sonra uyandım.( Ne demek yahu neden sonra??...neyse) bir süre meşgalesizliğin dünyanın en zor meşgalesi olduğunu düşündükten sonra ütü yapmaya karar verdim.Ütünün ucunu gömleğin cebine sokup yırtmak suretiyle , gömleği kullanılamaz hale getirmenin haklı gururunu yaşadım.O an için en temiz durumdaki en sevmediğim gömleği güç bela ütüledim.Ütüyü icat eden zat-ı muhteremin kemiklerini sızlatarak sağ salim pantalonu da hallettim.Alnımdan boncuk boncuk terler akıyordu.Hava almak amacıyla doğaçlama adımlarla biraz yürüdüm.neden sonra (bak hala!!!...) yeterince havamı aldığıma ikna olarak eve dönmeye karar verdim.

"Pardon birader!sınır kapısına burdan mı gidiliyor?" diye soran bir kafa uzandı ışıklardaki arabadan."Dümdüz devam et!" dedim.Eve girerken "ulan yol göstermek kisvesine büründürüp binseydim arabaya da kendimi sınır dışı etseydim ya keşke" tınılarında düşünmedim değil.

yatmadan önce traş olmaya karar verdim.( üstüste kararlar almaktan yorulmuş, nefes nefese kalmıştım )Sabahları yaptığım traş olma eylemleri ; uyku sersemliğinden mütevellit defalarca burnumun ucunu kesmekle nihayet bulduğundan böyle bir çözümü daha önce neden düşünemediğim için kendimi kınadım.Zira kişisel yön tayin eylemlerimde tek ölçütüm olan burnumun dikinin daha fazla örselenmesine içim elvermiyordu nicedir!

Uyandığımda dünya koskocaman bir ütü odasına dönüşmüş gibiydi.Buhar püskürtme düğmelerine aynı anda basılmış milyonlarca ütü tıslıyordu ensemde.

aşırı sıcakları protesto etmek için toplanmış bir penguen güruhuyla karşılaştım çarşıda.
"hazır toplanmışken İsrail'i protesto etsek ya..işe yarasın kalabalığımız" dedim.

-Yok abi! o iki ülkenin iç sorunu,karışmayız biz..ama sıcaklar öyle mi ya? bak telef olmak üzereyiz..
-Şu halde telef olmanız daha hayırlı Ulan..duyarsız deyyuslar!! diye bağırarak kovaladım onları..

Servise binerken öfkem hala geçmemişti..

"Öfkem hala geçmedi" dedim yanımda oturan elemana..
-Pardon anlıyamadım...bir şey mi söylediniz?
-Yok bişey!!

Pencereden dışarı baktım..Irmaktaki adaya bir sürü martı konmuştu..

Sürekli soğuk ülkelere göçen aykırı bir göçmen kuş olabilmek ne güzel olurdu!

-koBALt-

Çarşamba, Ağustos 15, 2007

bir sebepten kaç sonuç çıkar ki?




bir sebepten kaç sonuç çıkar ki?

öküz altında buzağı aradım...mamafih buldum da...Arayan ne zaman bulamamış ?

bir müddet sıçradık çayırda...Sonra ilk trenle İsviçre Alplerine annesinin yanına gönderdim O'nu..Öküzü de en yakın mezbahaya..

( yıllar sonra duydum da büyüyünce mor inek olup alpella reklamlarında oynamış..kıvanç doldum )


Çayırda başıboşluktan sıkıldım...Hayal tacirliğiyle ,felaket tellallığı arasında bocalarken..Başarıdan başarıya koşuyormuşum meğer..

Kendi kendimi taltif edip,rütbeler verdim.Azlettim sonra...Tazminat bile vermeden, kovdum.Sürüm sürüm süründürdüm...

06 posta kodlu adreslerin yazıldığı zarfların içine; resmi literatür sosunda marine edilmiş "arz ederim" le biten mektuplar yazma konusunda uzmanlaşmaya karar verdim.Gıpgri oldum...Kaşe bastım atraksiyon niyetine...

Köhne rayların üzerinde yaylanıp duran eski lokomotifleri

Seyrederken...

Bir kase aşurede tüm bir gençliği yedim Nitekim..



-KoBalt-