Cuma, Haziran 29, 2007

Derinlerde



karanlıgımız yasaksa
sevdaların tadı gündüze kalır
yaşama tutunmak
yarım yamalak
yaşama tutunmak
ağır aksak
özlemlerin gölgesinde
toprak demlenirken şimdi
tavı dövülürken tarların
dört duvarda hayalinde yaşamak
agır aksak
yarım yamalak...
püren çiçeğe durdu mu be usta
zamzalakta araptelli...
hartlapta yeşile çalan kırmızı
kekiğe çıktımı yaglıklılar
ekin tarlaları gördümü gelinciği...
bir yanım yarım buralarda
ses ver oralardan
şimdi nasıl çukurova?


-HIM3399-

Cumartesi, Haziran 23, 2007

Kaçışlardan...



çıglıklar büyüyor
yürü diyor bir yanım
üstüne üstüne celladın
neyse gelecek karanlıktan
onu yaşa
yaşama telaşına tutunan elleri boş ver
sabah belliden
akşam belirsize
bırak dıyor biryanım bu şehri
çık çıkabildigin kadar dışına
içinde kalamadıgın ortada
bırak diyor bir yanım bu şehri
bırak tenini
çok özledigin rüzgarlara

-HIM3399-

Pazartesi, Haziran 04, 2007

sahne içinde sahne

otobüs henüz kalkmadı.hava çok sıcak ve biz içerde hınca hınç doluşmuş bir halde muavinin iki müşteri daha alma ümidini besliyoruz.
otobüsün dışında iki güvercinin kalabalık caddenin kaldırımlarında insanları umursamaz bir tavır içerisinde dolaştığını,erkeğinin kursağını şişirerek diğerine kur yaptığını farkediyorum.Yanı başımda genç bir kız sevgilisinin kafasını tutuyor;saçında bir şey var,onu almaya çalışıyor.
-aşkııım saçındaki ne?
-ya bilmiyorum aşkım ne olabilir ki dur!!!
-yaa!! aşkım dursana bak şurada! ...
ahhaaa alıyorum.
-hmmmm :\ aşkım kafandaki şey benmiş.saçının dibinde öyle başka bişey gibi duruyor.

bu iki insanın birbirini kafasının içinde ben olduğunu bilmeyecek kadar "çok" tanıdık olduğunu düşündüm o anda.
bir hmmmm da ben çektim içimden.
-aşkıııııııııııııım
-canııııııııııım
ve yine kulağımda çındalıkça bu kelimeden nefret ettiğimi düşündüm.

arka kısımda askerler her biri çarşıdan almış oldukları asker işi eşyalar,kafalarında kalan güzel kızların slüetleri,kışla içerisindeki durumların konuşmaları,düşünceler,sıcak...,birbirine karışan ter ve otobüsteki kadınların ağır parfüm kokularının karışımı içerisinde onlar da bekliyorlardı.
Üzerinde Okul üniforması olan,liseli bir kız elinde cep telefonu ile yoğun bir mesajlaşma içerisinde,muhtemelen erkek arkadaşı ya da kız arkadaşlarından birisi, karşısındaki.Günün yetmemiş olmasından mütevellid;hala söyleyecek bir şeylerinin olmasından ya da diğer taraftakinin -mutlu tebessümleriçinde bazen yanakları kızarıyor- sevdiği çocuk olmasından mıdır yoksa ortamın sıkıcılığını dağıtmak adına mıdır,kafasını telefondan öteye çevirmemekte bu kız.
Caddeden kafası meşgul bir kalabalık hala otobüsün önünden tam gaz akıyor,durakta diğer mahallelere gidecek -müşterilerin- sayısı da bir once giden otobuslerden sonra yavaş yavaş artmaya başladı.herkes ayrı bir dünya,her kes ayrı bir dert.otobüsçünün de derdi yevmiyeyi biraz daha şişirmek.arkaada trafik polisinin derdi otobüsçüyü savuşturup biriken otobuslerin caddeyi tıkamasını önlemek.
ve derken polisin otobuse doğru iyice yaklaşıp onun da farkettiği üzere bu anlamsız ve haksız bekleyişi bitiriyor.
-çek hadi kardeşim hadi devaaaam et !!!
otobüs şöförünün isteksiz-ağır manevraları ve motordan gelen hırıltılarla,caddeyi egzozdan çıkan pamuk yağının kokusu ve dumanı içine katarak duraktan ayrılıyoruz....

Cuma, Haziran 01, 2007

kaybetmek üzerine















Bazen büyük etkiler yaratabilecek ayrıntıları atlar insan.Bu elinde olmayan nedenlerledir.Farklı duygular,dertler,sorunlar,etkiler içerisindedir ki kaybettiğinde; etkisi herşeyin üzerine acı biber misali eklenerek acı verici bir şekilde devam eder.Göz yaşları kafi gelse keşke, çekilen ızdıraplar sadakası olsa,bir dön lütfenin,bir kaç özürün, ardına sığınılsa ama yetmezzzz!
Telafisi olmayan şeyleri yaratmışızdır bir anda hayatımızın içerisinde .Bizim suçumuz da değildir aslında bütün bu olanlar.orada olmak,tepki verememek,bekleneni yaşatamamanın verdiği bir mahçubiyetle yarı donuk,yarı ağlamaklı izleriz her şeyin mahvoluşunu.
Karanlığa kavuşan ruhumuzu yine kendi karanlığımızda kutsarız.Kimileri için bir lanet,bir kara gün olan bu durum,benim için ise kutsallaşmış bir gün,bir tecrübe olarak mazi defterine yazılır.

kaybetmeyi sevmiyorum,acı çekmek,üzülmek,pişmanlıklar vs....
üzerimden atacağım artık bütün mahçubiyetlerimi...
biri de eksilirken yaşamımdan ;göstererek çakarsa yüzüme şamarı gözlerimi yummayacağım bu sefer.