Perşembe, Mart 22, 2007

HEves


Her şeyden bıkardı insan.
bir şeylere baglanmaya hevesle yaklasir
doyumluk tadlara eriştikten sonra birakip gitmek düşerdi sonunda.
Duygularımın peşinden gitmemek ,
mantikli kararlar almak ,
hayati duzenli bir seviyede yaşamak isterdim.....
ama her insan gibi kendi bocalamalarimla boğuşa boğuşa bir yanım eksik bir yanım fazla ,bir yanım tutkun, bir yanım bıkkın hayatın sonuna ;o son anına geleceğim.,
Şimdilerde, bundan sonraların hayali ve umudu içinde daha ne kadar saçmalayabileceğimin hesabını yaparak yaşıyorum.

ZEVK:sevdigim bir muzigi deflarca dinliyorum.Bıkkınlık verince değiştiriyorum.bir sonrakini buluncaya kadar sessizlik,mırıldanmalar ve başka uğraşlar....ve yeni birinde yeni bir aynılama daha.
AŞK:Bir kadına delice tutuluyorum.Kendimce yargılamalarımın,hayal gücümün ve kendime sorduğum onunla ilgili sorulara kendimce verdigim cevaplara kapılarak artiriyorum dozajını aşkın.Gerçeğe ne kadar yaklaşsam o kadar artıyor vücudumun heyecanı,umudu;ve sonra acısı ve...............ve sonra hüsranı!
Yüzleşmeler:kendime söylediğim yalanların avuntularımın her birinin mutlaka yüz yüze geldiğim acı bir sonucu olmuştur.Aşkım...Yine Gerçekle yüzyüzeyim sonunda! ve...kadın oydu belki ama ben ondan bıkmış.bazen bir sürecin sonunda bazen de ;daha baslamadan farkederek,daha yaşayamadan ayrılmışım ondan.Oysa aşk dedidiğin de bir hevesmiş.
Kültür: Hevesle başladığım yeni bir kitaptan aldigim zevklerin kitap bittikten sonra ve onunla ilgili bir kac sey dusundukten sonra sona erdigini de farkettim.O da bir hevesmiş.:(
ACILAR: Ve acilarim...yaşadıklarımın tesirinde,öğreti ürünü gerçeklik pencerelerime sarılmış,güzel görünen zehirli sarmaşıklarım.Onlarsız da olmuyordu hayatım ama bu deli makinesi onlari da unutuyordu.Yas tutmalarım,üzülmelerim,sinirlenmelerim ağlamalarim,hepsi bir heves;bir ihtiyacmış meğer.
Her şeyin gelip geçici olduğunu bilerek,idrak ederek yaşadıkça tatsızlaşıyor,hissizleşiyorum... Sonrası için, hep daha sonrası için ve öncelerin birikimiyle yaşiyorum bir bitişe yaklaşırken.

Mantığımın ürünü düşünceler beni anlamlı kılan ve anlamsızlığın bile bir anlamını ayartan zihnimden,bu bedenden,bu alemden,bu acılar ve bu duygulardan bir gun kurtulacagim.
Merakım öbürr tarafa kaldı ve belki o da bu dünyadan kalan bayağı bir duygu.Bu duygudan da kurtulunca gerçekligin içinde kaybolacagim.

Cuma, Mart 16, 2007

rockislifelifeisdeath



Saat hayli geç olmuştu.Dünyanın önemsiz bir noktasında,belki hiç bilinmeyen sokaklarından birinin bir köşesinde kulağında walkman inin çaldığı "guano apes-living in a lie" parçası vızırdarken tek başına durmuş sonunu düşünüyordu.Mekan renksiz ,karanlık ve korkutucuydu.Bencillik hat safada ama bu kadari da kuruntulara sürükleyerek sürdürüyordu artik düşüncelerini...
Umarsiz ca ve düzensizce yasanilan bir hayati daha ne kadar süre yasayabilirdi bilmiyordu.
o kadar heves,o kadar düşünce,ooo kadar umur geride kalanlarin çöp yığını altında kalıyordu sonunda hep....tükenmeye başlayan boş kontenjanlarla avunan bir iç dünyası.

.Kendini daha rahat hissettiginden mi yoksa saf gerçeği içinde taşıdığından mi ,yoksa güvensiz oluşundan mı,yoksa güvenli ya da güvensiz oldugu önemsiz oluşundan mı dır;Karanlığı seviyordu ....rock ı da seviyordu,geceyi,delilikleri,sınırsızlığı ve kuralsızlıgı..zaten kısıtlamalar ve ogretilerle dolu bir yasami bu kadar cekilmez haliyle duzenli dedikleri kivamda yasayamazdi.Kendini umarsızca ordan buraya atip,sabahlari aksamlara karıştırıp,yalanlar,hovardalıklar,kadınlar,sahtekarlar,pislikler ve kotuluklerle doldurmaliydi.kurallarin dısında kalmaliydi..makineyi en kisa zaman da bozmaliydi.su sacma dunyadan fiinish yapabilmek icin bir an once en kuralsiz ve sıra dısı sekilde bir son belirtmeliydi.
sebep araniyorsa dah,i kendine sonuclariyla birlikte duzinelercesini koymaliydi.ki butun bunlar sona ermeylidi...sona ererken dahi olmasini istedigi istedigi rock tı.rock onun sonuna yardimci bir kara kanatlı melekti..siyahlar,karanliklar ve kotulukler onun yoldasi ve yardimcisi olmuslardi.


Havada bir ferahlık ve esinti var iken yakılmış bir sigaranin kokusunu aldı burnu....bu daha da iyi hissettirmisti onu.yıllardir sigara icmiyordu ama bu gercekten hosuna gitmisti.
bekledigi ozledigi ve inandigi hic bir sey kalmamisti.bitsin istiyordu her sey, bir son olmaylidi.her seyin sadelige indirgendigi.hic bir hiclik....
o zaman belki de rahatlamak denilen sey olmasa da rahatsizlik da olmayacagindan bu iyi olurdu....
hersey ummak cehenneminde yasaniyordu onun dunyasında.kaos ve karmasa,sorun ve sorumluluklar,kotulukler,bencillikler acik-net-derin ve etkili bir sekilde yasaniyordu.

yapmaya ve yasamaya calistigi hic bir seyin sonucu yoktu.hayat algoritmalardan olussaydi kendisi bozuk bir program,sonucsuz bir fonksiyondu.
hayat ciftlerden olussaydi kendisi bir tekin yarisi dahi olamazdi.bu yüzden kendini siniflarndirmalara tabi koydugunda hic bir standarda ve onem derecesine girmiyordu...ne olacakti?icindeki bu rahatsizlik duygusu ne zaman ve ne sekilde bitecekti?butun bu sacmaliklardan bu yalan ve kotuluklerden ne zaman arinacakti bilemiyordu..bu düşünce karmaşası iiçinde tek hedef vardi...:SON!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Pazartesi, Mart 12, 2007

oysa.




Ağlamak dedin de ben uzun süredir ağlayamıyorum...
Hayatımın son 8 yılını ağlamayarak geçirmiş bir insan olduğumu duyan neden diye sorabilir...
hüzünlerimi yoğun yaşadığımdan ötürü ağlayamadığım ihtimali de var.Yani üzüntülerimin toplamı belki de her gün ağlamama eş değerdi belki de.Hüzünle dolu bir yaşamdan başka elimde bir şey yok,hüznümün belirli sebepleri yok.....Böyle olmak için hayatta kalmak,akıllı olmak,düşünmek yeterli çünkü.
Yaşam denilen şey akıllı insanlar için çekilmesi gereken,sonunun beklendiği bir senaryo bu durumda. Evet bir gün bütün bunlar bitecek elbet; ama mutluluk ya da iyi bir son gibi beklentim de yok zaten.
Biz hic bir seyi haketmeyen doğanın en akıllı,en aciz en sosyal yaratıklarıyken;geriye biraktiklarımız adına kendi enaniyetlerimizi yaşatıyoruz.Ölsek de hani içimizdeki bencillikten bir parça miras birakacağız bu dünyaya.....Durum böyleyken elimizde bütün bunlara karşı kendimizden başka bir şey yok yine; kendimizi de tüketmeye tam gaz devam ediyoruz her birimiz.
Ne mutluluk ne hüzün ne baş ne son hiç birisi yetmez kör kuyular gibi olan nefislerimize....
bize zulüm ,bize yok oluş ...........
(bitmezzzz belki devam ederim )

Cuma, Mart 09, 2007

bittttttttttt



Alem demişken sahi, olmamasını istedigin bir olgunun içinde sen ne yaptığını zannediyorsun yahu?
içindeki et yığının ve öğretilerin esaretinde ilerlettiğin yaşamının marjinal olduğunu mu düşünüyorsun? istesen de,istemesen de sen hep bu hayatının ve hormonlarının cam tavan sendromu yaşayan saplantılı kölesi olarak kalacaksın.Kabuğunun dışına çıkma çabaları diğer insanlardan bir farkın olduğu anlamına gelmeyecek.

Ne kadar Çabalarsan çabala boşuna bu heves.
nereye gidersen git sonu yok yolun
başı da yoktu zati.
zannetmelerin karmasasinda,yara almadan ilerlemeye calistigin bir düzen bu.
Düzensizlik içinde bir düzen;Yani düzen dediğin düzensizlik burda.
ne kadar iyi oldugunun önemi yok.iyilik de bir ölçüt değil kötülük de bu alemde.
Her şey sonuçsuz ve anlamsızsa peki bu hala sıkılmak neden,bu düşünmek neden,bu nefret;bu sevmek,bu mutluluk;bu üzüntü,bu kahpelikler,bu saçmalıklar bütün bunlar neden?
diye sorsan da soruların da bir anlam ifade etmemesine rağmen bu dünyanın ve bu hayatın sürekliliğinin parçası olduğunu bileceksin.Yani bile bile bu boku yiyeceksin.
Seveceksin yine bir sabah uyandığında ve hala istekli ya da isteksiz heves dolu bu çözümsüzlük içinde umutlar besleyeceksin,dilekler tutacaksın,yalanlar söyleyeceksin.yine sıkılacak yine virgülü noktasi birbirine karışmış yazılar yazacaksın.yine yineler içerisinde bir başka yinelemelere hizmet edeceksin ve bundan öncekiler gibi yine öleceksin,yine dirileceksin.Delilik ve vurdum duymazlık la kafasında daha az kalabalık ve daha az takıntı ile yaşayan insanlar bile senden daha şanslı olacaklar.Ömrünün sonlarında hepsinin bir avuntu olduğunu anladığında...
Bedeninden kurtulmak,bu esaret ,bu düşünceler....
Ölüm senin için bir kurtuluş olacak!