Pazartesi, Haziran 04, 2007

sahne içinde sahne

otobüs henüz kalkmadı.hava çok sıcak ve biz içerde hınca hınç doluşmuş bir halde muavinin iki müşteri daha alma ümidini besliyoruz.
otobüsün dışında iki güvercinin kalabalık caddenin kaldırımlarında insanları umursamaz bir tavır içerisinde dolaştığını,erkeğinin kursağını şişirerek diğerine kur yaptığını farkediyorum.Yanı başımda genç bir kız sevgilisinin kafasını tutuyor;saçında bir şey var,onu almaya çalışıyor.
-aşkııım saçındaki ne?
-ya bilmiyorum aşkım ne olabilir ki dur!!!
-yaa!! aşkım dursana bak şurada! ...
ahhaaa alıyorum.
-hmmmm :\ aşkım kafandaki şey benmiş.saçının dibinde öyle başka bişey gibi duruyor.

bu iki insanın birbirini kafasının içinde ben olduğunu bilmeyecek kadar "çok" tanıdık olduğunu düşündüm o anda.
bir hmmmm da ben çektim içimden.
-aşkıııııııııııııım
-canııııııııııım
ve yine kulağımda çındalıkça bu kelimeden nefret ettiğimi düşündüm.

arka kısımda askerler her biri çarşıdan almış oldukları asker işi eşyalar,kafalarında kalan güzel kızların slüetleri,kışla içerisindeki durumların konuşmaları,düşünceler,sıcak...,birbirine karışan ter ve otobüsteki kadınların ağır parfüm kokularının karışımı içerisinde onlar da bekliyorlardı.
Üzerinde Okul üniforması olan,liseli bir kız elinde cep telefonu ile yoğun bir mesajlaşma içerisinde,muhtemelen erkek arkadaşı ya da kız arkadaşlarından birisi, karşısındaki.Günün yetmemiş olmasından mütevellid;hala söyleyecek bir şeylerinin olmasından ya da diğer taraftakinin -mutlu tebessümleriçinde bazen yanakları kızarıyor- sevdiği çocuk olmasından mıdır yoksa ortamın sıkıcılığını dağıtmak adına mıdır,kafasını telefondan öteye çevirmemekte bu kız.
Caddeden kafası meşgul bir kalabalık hala otobüsün önünden tam gaz akıyor,durakta diğer mahallelere gidecek -müşterilerin- sayısı da bir once giden otobuslerden sonra yavaş yavaş artmaya başladı.herkes ayrı bir dünya,her kes ayrı bir dert.otobüsçünün de derdi yevmiyeyi biraz daha şişirmek.arkaada trafik polisinin derdi otobüsçüyü savuşturup biriken otobuslerin caddeyi tıkamasını önlemek.
ve derken polisin otobuse doğru iyice yaklaşıp onun da farkettiği üzere bu anlamsız ve haksız bekleyişi bitiriyor.
-çek hadi kardeşim hadi devaaaam et !!!
otobüs şöförünün isteksiz-ağır manevraları ve motordan gelen hırıltılarla,caddeyi egzozdan çıkan pamuk yağının kokusu ve dumanı içine katarak duraktan ayrılıyoruz....

Hiç yorum yok: